melekgoz
Translate
4 Aralık 2015 Cuma
melekgoz seyyar mobese her zaman yanınızda guvenliğiniz için
www.melekgoz.com
melekekgöz sevdiklerinizin takip edilmesi nerde yapıyorlar izlenmesi yardım gereken durumlarda onları ulasılmasını ve onların ne yaptıklarını canlı olarak ızlenmesı gerektıgınde tek bır tusla ızleyerek olaya mudahıl olunmasını saglar.
Olay anında ne yaşanmıs ne olmuş ne konuşulmussa cihaz bunu sesle ve görüntüyle kaydedıp kısını kendi gozunden görülmüscesine kaydeder.kımsenın ulasamayacagı yerde saklar.goruntuler ızlenerek suclular yaklanır.
ayrıca guvenlık acısındanda yuz taraması yapılarak seyyar mobese gorevide gorebilir.mılyonlarca gozun gordugunu gormek en ıyı en cabuk bulmaktır.
melekgoz dunyanın gozudur
17 Temmuz 2015 Cuma
15 Mart 2015 Pazar
18 Ocak 2015 Pazar
the angel eyes and ears of the world
WWW.MELEKGOZ.COM
Melekgöz ile yaratıcı fikirler gerçekleşen hayaller demektir.Melkgöz savunma sistemlerinde korucu sistemlere hayat kurtaran çözümlerden günlük hayatı kolaylaştıracak icatlara her yerde olacak.
melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
21 Aralık 2014 Pazar
12 Aralık 2014 Cuma
GSM OPERATÖR DESTEĞİ ARANIYOR
MELEKGOZ ALZHIMER HASTALI İÇİN ÜRETİLEN MODELDE GSM OPERATÖR DESTEĞİ
ARAMAKTADIR.ÇEKİM KALİTESİ VE MÜŞTERİ ÇAGRI MERKEZİ KUVVETLİ
OPERATÖRLER İLE HASTALAR DAHA GÜVENLİ OLACAKTIR.
29 Kasım 2014 Cumartesi
www.melekgoz.com
melekgöz artık tescillendi araç kaza önleme sisteminde kişi güvenlğine evde yardımcı cihazlardan dögüsel şarj sistemlerine kadar birçok konuda arge çalışmalarıyla ve ürünleriyle melekgoz artık hayatımızın bir parçası olmaya yakındır.melekgöz sizin yardımcınız vazgeçilmeyen bir markanız olacaktır
19 Kasım 2014 Çarşamba
26 Ekim 2014 Pazar
''Kayıp alzheimer hastasının cesedi bulundu'' Melekgöz ile bu tür haberler olmayacak
![]() |
MELEKGÖZ OPERATÖR KULLANICI EKRANI NEREDE OLDUĞUNUN ANLIK BİLGİSİ VE KORDİNATLARI |
Kayıp alzheimer hastasının cesedi bulundu
BURSA’nın Yenişehir ilçesinde kendisinden 4 gündür haber alınamayan alzheimer hastası 85 yaşındaki kişinin ceseti, bugün köylerinin 5 kilometre uzağında bulundu.
Yenişehir’in Kızılhisar Köyü’nde yaşayan ve geçen salı gecesi evinden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan yaşlı kadının, yakınlarının jandarmaya haber vermesinin ardından, aralarında Bursa AFAD, BURSAGAZ ve Nilüfer Arama ve Kurtarma (NAK) ekiplerinin de bulunduğu yaklaşık 70 kişi arıyordu. Özel eğitimli köpeklerin de katıldığı aramalar sonucu alzheimer hastasının ceseti bugün öğleden sonra köye 5 kilometre uzaklıkta bulunan Bağlar Mevkii’nde bulundu.
Yapılan incelemeden sonra donarak öldüğü sanılan 4 çocuk annesi yaşlı kadının ceseti, Cumhuriyet Savcısı’nın talimatı ile kesin ölüm nedenin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı.
MELEKGÖZ İLE BU TÜR KAYIPLARIN OLMASI EN AZA İNECEK KAYIP DURUMLARIN ANLIK YER KORDİNAT BİLGİSİ SAĞLANIP SEVDİKLERİNİZ BULUNACAKTIR.
WWW.MELEKGOZ.COM
MELEKGOZ DÜNYANIN GÖZÜ KULAĞIDIR.
12 Ekim 2014 Pazar
11 Ekim 2014 Cumartesi
melekgoz ile artık trafik kazaları azalacak
www.melekgoz.com
melekgoz her zaman insanlara faydalı olmak ,yardımcı olmak amacıyla düşünüldü tasarlandı.Şuan hazırlanan
yeni modelimiz ile artık trafik kaza oranlarının daha aza inmesi sağlayacak sevdiklerimiz kazalarda kaybetme
oranımız çok düşecek bunun gerçekleşmesinin en önündeki tek engel yasalardır.melek gözün her araçta
bulunması durumunda kaza oranının ne kadar azaldığı ve melek gözün faydaları daha çok oraya çıkacaktır.
Melekgöz sevdiklerinizi ve sizi korur.
Melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
Melekgöz gördüğünüz duyduğunuz herşeydir.
28 Eylül 2014 Pazar
www.melekgoz.com
Alzheimer hastaları için yaptığımız cihaz şimdiye kadar üretilenlerin en küçüklerinden biri 4,2 *2,5*1 cm
ölçülerinde yüksek batarya ömrü kullanıcı mesafe dışına çıkma sinyal uyarısı ile hastalarınız sevdikleriniz isteğiniz an izleme imkanı. kaybolmaları durumunda anında yer tespiti.Ayrıca diğer melekgoz cihazları ile anlık izleme imkanları ile melekgoz çok yakında satışa başlanacaktır.
Melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
21 Eylül 2014 Pazar
melekgoz kişi takip cihazı
www.melekgoz.com
https://www.facebook.com/pages/Melekgoz/332562816917800
alzhıemer hastaları için yapılmış şuan kadar yapılan en küçük en haifi en uzun batarya süreli cihazlardan biri olacak mesafe uyarı sistemli gsps kişi takip modelimiz kullanıcıların hizmetine sunulacaktır.bilgi için : ozguryuksell@hotmail.com adresine mail atmanız yeterlidir
melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
13 Eylül 2014 Cumartesi
16 Ağustos 2014 Cumartesi
MELEKGÖZ TRAFİKTE YAŞANAN KAZALARI DA ÖNLEYECEK(Traffıc melekgoz to prevent accidents)
www.melekgoz.com
MELEK GÖZ TRAFİKTE YAŞANAN KAZALARI DA ÖNLEYECEK
Günümüzde trafikteki araç sayısının artmasındn dolayı her gün çok sayıda insan yaralanıp ölüyor.
Bu kazaların en büyük sebepleri ise insan kaynaklı hatalardan meydana geliyor.
Melek göz ile artık trafikte insan kaynaklı meydana gelebilecek kazaların daha aza indirilmesi mümkün olacaktır. Melekgöz'ün araçlardaki faydaları hem kullanıcı hemde devletin birimlerinin trafikteki araçları takibi ve kontrolü konularında kolaylık sağlayacaktır. Melek göz ile araç sahibi ve belirli kişiler dışında aracı kimse kullanmayacak alkollü araç sürülemeyecek aracı kullanan hakkında anlık ehliyet ceza kaza yada diğer bilgiler izlenebilecek araçların eksik olan muayene hız limitlerine uyup uymama gibi bilgileri anlık görülebilecektir.Ayrıca araçlara sesli ikaz yapılır kaza anı darbe sinyali trafik izleme yetkililerine ikaz gönderecektir.
Melekgöz sizin yardımcınız.
Melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
www.melekgoz.com
30 Temmuz 2014 Çarşamba
Giyilebilir teknolojiler ve melekgöz(Melekgöz dünyanın gözü kulağıdır)
www.melekgoz.com
Giyilebilir teknolojiler insanların özel hayatına müdahale olabilir gibi görüşler halen konuşulmaktadır.Bazı durumlarda özel hayat zarar görebilir ama insan hayatı yada insanlar için faydası düşünüldüğünde teknolojilerin bazı eksi yönlerini görmek yada kabullenmek mümkün olacaktır.
Melekgoz'de taşınabilir bir koruyucu sistem olduğundan bu konuda bazı tartışmalara yada tereddütlere sebep olacaktır ama faydaları düşünüldüğünde alzhımer,taksilerde gasp yada arç içi dışı camera çocuklarınızın sevdiklerinizin nerde ne yapıyor olduğunu anlık izleme anlık iletişim olay anı neler yaşanmış izleme ev camerası araç takip cihazı olarak kullanabilme özelliklerinden dolayı özel hayata müdahaleden çok faydalarıyla kullanıbilir bir cihaz olacaktır.
Melekgoz sizin en yakın yardımcınız olacaktır.
Melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
11 Temmuz 2014 Cuma
melekgöz aracınızında koruyucusudur
WWW.MELEKGOZ.COM
melekgöz ile artık araçlarınızda koruma altında olacak.alzhımer,çocuklar taksiler den sonra melekgöz araçlarda kullanımındada gerek araç içi gerekse araç dışı camera olarak araç içinde bırakılması halinde ise gece çalınma teşebbüslerinde hareket sensörü sayesinde sizi uyararak
yada emniyet güçlerine sinyal göndererek en kısa çabuk yoldan aracınız bulunmasını ve hareket halinde anlık görüntü kaydına başlayarak suçluların yakalanmasını sağlar.ayrıca görüntünün başka yerde kayıt edilemesin'den dolayı cihazın çalınma sı gibi durumlarda görüntüler kaybolmaz.
melekgöz araç kara kutusu olarakda kullanılacaktır.Bu konudaki denemeler son aşamadadır.
melekgöz sizin yardımcınızdır.
Melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
30 Haziran 2014 Pazartesi
melekgöz alzhımer hastaları için olan modeli ile yakında hizmetinizde
www.melekgoz.com
Alzhımer hastaları için melekgöz çok yakında hizmete başlıyacaktır.Dünyanın en küçük gsp takip cihazlarından biri olacaktır artık siz rahatça uyuyabileceksiniz hastanız varsa onun nerde olduğunu melekgöz sayesinde bulacaksınız kaybolmadan en kısa zamanda.
melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
29 Haziran 2014 Pazar
www.melekgoz.com
Melekgoz ile sevdikleriniz kaybolmasın onların en son ne yaptıklarını anlık olarak görüp izleyip iletişim kurun.
Melekgöz sizin yardımcı meleğinizdir.melekgöz dünyanın gözü kulağıdır.
Zaman acılarını hafifletmiyor ama umutlarını da tüketmiyor
20 Nisan 2014 Pazar - 01:45 - Aksam.com.tr
Çocuğunuzla ilgili alabileceğiniz en kötü haberin onun ölüm haberi olacağını zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü kayıp çocukların aileleri, onlardan gelecek ölüm haberine bile razı. Bir daha mutlu olmaları imkânsız çünkü günün birinde aniden sır olan çocuklarının akıbeti meçhul. Minicik bedenleri üşüyor mu; karınları doyuyor mu; başlarının üzerinde bir çatı var mı; bir gün kapı çalınacak ve geri dönecekler mi vesaire vesaire… Her gün bunun gibi yüzlerce cevapsız soruyla kavruluyor yürekleri. Ama umutları her daim taze...
SİBEL ATEŞ YENGİN - sibel.ates@aksam.com.tr
ARZU AKYOL - arzu.akyol@aksam.com.tr
ARZU AKYOL - arzu.akyol@aksam.com.tr
Kırklareli’nde ortadan kaybolan 4. sınıf öğrencisi Halil İbrahim Aktaş ve Kars’ta kaybolan 9 yaşındaki Mert Aydın. Biri Türkiye’nin en batısında biri en doğusunda yaşıyordu. Ama onları bekleyen uğursuz kaderden kurtulamadılar. Cansız bedenleri bulunduğunda tüm Türkiye şok olmuştu. Bu olay aklımıza kayıp çocukları getirdi. Aynı dertten mustarip binlerce ailenin sesi olsunlar diye çocukları kaybolmuş Atiye-İbrahim Selam ve Hasan-Ayten Özhal çiftinin kapısını çaldık ve anlattıklarını dinledik. Atiye-İbrahim Selam çiftinin 2,5 yaşındaki oğlu Gürsel aile ziyareti için gittiği İskenderun’da kayboldu. Hasan Özhal ve Ayten Özhal’ın tek çocuğu Mert Özhal ise ablasının kına gecesinde ortadan kaybolduğunda henüz 7 yaşındaydı. Aradan geçen uzun ve zor yıllar boyunca aileler hep umutla bekledi. Bir ölüm haberine bile razıydı acılı aileler. Ama ne Gürsel’den ne de Mert’ten bir daha haber alındı.
DÜNYA GÖZÜYLE BİR DAHA GÖRSEM
Hasan ve Ayten Özhal çifti Pendik Harmandere’de bir gecekonduda yaşıyor. 12 yıl önce birdenbire ortadan kaybolan Mert’in yokluğunun yanı sıra yoksullukla da sıkı bir imtihan veriyor aile. Sözü anne Ayten Özhal’a bırakıyoruz.
“Mert’im kaybolduğunda 2002 yılıydı.
7 yaşındaydı. İlkokul birinci sınıfa gidiyordu. Çok akıllı, merhametli, hiperaktif bir çocuktu. 8’inci ayın 20’sinde 17’si bitecek 18 yaşına girecek. Mahallede akranları var. Onları gördüğüm zaman kahroluyorum.” Kaybolduğu akşam evin yanındaki boş arsada ablasının kına gecesi vardı. Ev kalabalıktı yani. En son saat 20.30’da geldi. “Anne bir kazak verir misin, üşüdüm” dedi. Kazağı verdim, gitti. Gidiş o gidiş. “O son görüşüm oldu oğlumu. Kazağı verirken “Karnın acıkmadı mı oğlum?” demiştim. “Acıktı anne” dedi. Ben de ekmek arası bir şeyler hazırlayayım diye düşündüm.” Zannediyorum ki oğlum hâlâ bir şey yemedi, hâlâ aç.
“Mert’im kaybolduğunda 2002 yılıydı.
7 yaşındaydı. İlkokul birinci sınıfa gidiyordu. Çok akıllı, merhametli, hiperaktif bir çocuktu. 8’inci ayın 20’sinde 17’si bitecek 18 yaşına girecek. Mahallede akranları var. Onları gördüğüm zaman kahroluyorum.” Kaybolduğu akşam evin yanındaki boş arsada ablasının kına gecesi vardı. Ev kalabalıktı yani. En son saat 20.30’da geldi. “Anne bir kazak verir misin, üşüdüm” dedi. Kazağı verdim, gitti. Gidiş o gidiş. “O son görüşüm oldu oğlumu. Kazağı verirken “Karnın acıkmadı mı oğlum?” demiştim. “Acıktı anne” dedi. Ben de ekmek arası bir şeyler hazırlayayım diye düşündüm.” Zannediyorum ki oğlum hâlâ bir şey yemedi, hâlâ aç.
MERT’İM GERİ GELECEK
Kına gecesi dağılıp da oğlumu bulamayınca deli oldum. Polise, jandarmaya koştum. Ama o gün bugün hiçbir haber, hiçbir iz yok. Tamamen sır oldu yavrum. Yeterince arandığını düşünmüyorum. Jandarma gelip bana soruyordu ‘haber var mı’ diye. Şimdi askerlik zamanı geldi. Kaybolduğunda kimliğini jandarmaya vermiştik; o da kayıp. Şüphelendiğim kimse yok. Ama öbür dünyada yavrumun iki eli bir şey bilip de söylemeyenlerin yakasında olsun. Ben bir anneyim. İçim yanıyor. Kalp hastası oldum. Bittim.
Mert kaybolduktan sonra bir çocuğumuz daha oldu. Adı Bilal. “Mert koyun adını” diyenler oldu. Ama ben “Mert’im geri gelecek” diye istemedim. Hâlâ yaşadığına inanıyorum. Eminim… Bundan birkaç gün önce rüyama girdi. Delikanlı olmuştu. Eşime “Nasıl tanıyacağız?” diyorum. O da “Ayağına bakalım” diyor. Ayak parmakları üst üsteydi kuzumun. O ara uyanmışım. Allah’tan tek dileğim yavrumu dünya gözüyle bir daha görmek.
Şimdi Bilal’e çok dikkat ediyoruz.
Okul hemen şurada yürüme mesafesinde ama bu yoklukta servisle g önderiyoruz. Yeter ki emin ellerde olsun.
Mert kaybolduktan sonra bir çocuğumuz daha oldu. Adı Bilal. “Mert koyun adını” diyenler oldu. Ama ben “Mert’im geri gelecek” diye istemedim. Hâlâ yaşadığına inanıyorum. Eminim… Bundan birkaç gün önce rüyama girdi. Delikanlı olmuştu. Eşime “Nasıl tanıyacağız?” diyorum. O da “Ayağına bakalım” diyor. Ayak parmakları üst üsteydi kuzumun. O ara uyanmışım. Allah’tan tek dileğim yavrumu dünya gözüyle bir daha görmek.
Şimdi Bilal’e çok dikkat ediyoruz.
Okul hemen şurada yürüme mesafesinde ama bu yoklukta servisle g önderiyoruz. Yeter ki emin ellerde olsun.
O GÜNDEN BERİ PİLAV YAPMIYORUM
Pazarcıyım ben; Sultanbeyli pazarında tezgâh açmıştım. O gün Mert’im de yanımdaydı. Nohutlu pilav istedi benden. “Dur, siftah yapalım, öyle” dedim. O gün alamadım oğluma o pilavı (ağlıyor). Kaybolduğundan beri evimizde pirinç pilavı pişmez. Taksitle bisiklet almıştım ona. Kaybolduktan sonra taksitleri ağlayarak öderdim. Satıcı durumu öğrenince “Geri alalım istersen” dedi. “Olmaz, oğlum gelecek” dedim. Ölüm olsa umudunu kesersin. Öldüğünü duysam rahatlarım. Ama beklemek çok acı. Biz gariban insanlarız. Elimiz kolumuz uzanmıyor, imkânımız yok. Ama kim ne derse oraya koşturuyoruz, umutla yaşıyoruz. Şimdi askerlik kâğıdını bekliyorum. Askerlik vesilesiyle bulurlar belki. Ne diyeyim.”
OĞLUM KAYBOLUNCA HAYAT BİTTİ
Bu arada baba Hasan Özhal giriyor söze. Yüzündeki derin kırışıklıklar kederle dolu. Sık sık hıçkırıklara boğularak şunları anlatıyor:
“Biz kimsenin canını yakmadık, gaddarlık yapmadık. Kendi halinde insanlarız. Görüyorsunuz zor geçiniyoruz. Çocuğumuz kaybolduğundan beri hayatımız bitti. Ben kısmi felç geçirdim, 2.5 yıl yattım. Şimdi çalışamıyorum. Hanım da hasta. Emekli aylığıyla geçiniyoruz. Pazarda küçük bir tezgâh açıyoruz. Her şeyden vazgeçtik. Aklımız başımızdan gitti. Bize bu evin arsasını satan kişi sadece muhtar senedi vermişti; “Tapusunu da vereceğim” demişti. Çocuğum kaybolunca bu işle de ilgilenemedik. Arsa sahibi de yeniden satmış. Mahkemeye gitsek “Zamanaşımına uğramış” diyorlar. Şimdi beş kuruş vermeden atıyorlar bizi buradan. Çocuğumun kaybolduğuna mı yanayım, beş parasız düzde kalacağız ona mı yanayım, Mert’im çıkıp gelse adres olarak burayı bilir ona mı yanayım? Neye yanayım ben? Feryatlarımızı kimse duymuyor. Mert’im gitti, şimdi körpe Bilal’im düzde kalacak (hıçkırıklara boğuluyor). Dayanamıyorum. Konuşmak bile çok zor. O kaybolduğundan beri hâlâ karnım doyuncaya kadar yemek yemedim. Yiyemiyorum. Devlet bize sahip çıksın.”
“Biz kimsenin canını yakmadık, gaddarlık yapmadık. Kendi halinde insanlarız. Görüyorsunuz zor geçiniyoruz. Çocuğumuz kaybolduğundan beri hayatımız bitti. Ben kısmi felç geçirdim, 2.5 yıl yattım. Şimdi çalışamıyorum. Hanım da hasta. Emekli aylığıyla geçiniyoruz. Pazarda küçük bir tezgâh açıyoruz. Her şeyden vazgeçtik. Aklımız başımızdan gitti. Bize bu evin arsasını satan kişi sadece muhtar senedi vermişti; “Tapusunu da vereceğim” demişti. Çocuğum kaybolunca bu işle de ilgilenemedik. Arsa sahibi de yeniden satmış. Mahkemeye gitsek “Zamanaşımına uğramış” diyorlar. Şimdi beş kuruş vermeden atıyorlar bizi buradan. Çocuğumun kaybolduğuna mı yanayım, beş parasız düzde kalacağız ona mı yanayım, Mert’im çıkıp gelse adres olarak burayı bilir ona mı yanayım? Neye yanayım ben? Feryatlarımızı kimse duymuyor. Mert’im gitti, şimdi körpe Bilal’im düzde kalacak (hıçkırıklara boğuluyor). Dayanamıyorum. Konuşmak bile çok zor. O kaybolduğundan beri hâlâ karnım doyuncaya kadar yemek yemedim. Yiyemiyorum. Devlet bize sahip çıksın.”
KAPININ ÖNÜNDE OYNUYORDU
Atiye-İbrahim Selam’ın oğulları Gürsel de daha 2.5 yaşında kaybolmuş.
Atiye Hanım’a veriyoruz sözü:
“97 yılıydı. İki çocuğumu da alıp İskenderun’a, hasta annemi ziyarete gitmiştim. Bir sabah kızım kucağımda, oğlum elimde bakkala gittim. Dönüşte köpek yavrularıyla sokakta oynayan çocukları gördük. Gürselim de oynamak istedi. Baktım çok memnun, bıraktım yanlarına. Kızı eve bırakıp yanına dönerim dedim. Kapıyı çekip çıktım. Çocukların çoğu oynuyordu ama Gürsel yoktu. Cuma günüydü; Sela verilmişti. Ezan okunduğu sırada sokaklarda çocuğumu arıyordum. Küçük çocuk yürüyerek en fazla nereye gidebilir ki? Girmediğim sokak, aramadığım köşe kalmadı. Karakola başvurdum ama 24 saat geçmeden kayıp başvurusu kabul edilmiyordu. Kendi çabamızla aradık; komşularımız destek oldu. Sonra polis de devreye girdi ama o saate kadar zaten giden gidiyor. Saatler geçtikçe dünyam başıma yıkıldı; canımdan can gitti.
Atiye Hanım’a veriyoruz sözü:
“97 yılıydı. İki çocuğumu da alıp İskenderun’a, hasta annemi ziyarete gitmiştim. Bir sabah kızım kucağımda, oğlum elimde bakkala gittim. Dönüşte köpek yavrularıyla sokakta oynayan çocukları gördük. Gürselim de oynamak istedi. Baktım çok memnun, bıraktım yanlarına. Kızı eve bırakıp yanına dönerim dedim. Kapıyı çekip çıktım. Çocukların çoğu oynuyordu ama Gürsel yoktu. Cuma günüydü; Sela verilmişti. Ezan okunduğu sırada sokaklarda çocuğumu arıyordum. Küçük çocuk yürüyerek en fazla nereye gidebilir ki? Girmediğim sokak, aramadığım köşe kalmadı. Karakola başvurdum ama 24 saat geçmeden kayıp başvurusu kabul edilmiyordu. Kendi çabamızla aradık; komşularımız destek oldu. Sonra polis de devreye girdi ama o saate kadar zaten giden gidiyor. Saatler geçtikçe dünyam başıma yıkıldı; canımdan can gitti.
OĞLUM BENİ BULACAK BİLİYORUM
Çok zor günlerdi. Geçti mi? Hayır; acı ilk günkü gibi. O dönem ölmeyi çok düşündüm. Ölüm öyle güzel görünüyordu ki. Ama etrafındakiler ölmene bile müsaade etmiyor. “İki çocuğun daha var yapma” dediler. On çocuğunuz da olsa fark etmiyor ki. Zaten canımın içi gitmiş, kendi canımın ne anlamı var diye düşünüyordum. Tutunacak dalım kalmamıştı. Bu kadar uzun süreceğini hiç tahmin etmedim. Gürselim gittiğinde 25’imdeydim şimdi 40 yaşındayım. 17 yıldan beri mutluluğu yakalayamadım. Onca zaman geçti asla umudumu yitirmedim. Ben onu bulamasam da, bir gün mutlaka o gelip beni bulacak. Hep bu düşünceyle yaşadım. Birkaç gün önce rüyama girdi, bebekti, ağlıyordu. O gün kendime gelemedim. Yaşıyoruz ama nasıl yaşadığımızı bir biz biliyoruz, bir de yaradan. Sanki canımız bedenimizden çıktı, canlı cenaze gibiyiz. Her telefon çaldığında “Acaba oğlumdan bir haber mi gelecek?” diyorum. Belki bir umut gelir. Unutmam mümkün değil. Allah kimsenin başına vermesin. Yaşamayan bilemez.
BİR OĞLUM DA KAZADA ÖLDÜ
BİR OĞLUM DA KAZADA ÖLDÜ
Gürsel gittikten iki yıl sonra oğlum Muhammed doğdu ama o da bisiklet kazasında öldü. Bugün 15 Nisan; ölüm yıldönümü. Sabahtan beri kendimde değilim; yine kendimi suçlayıp durdum. “Yarabbim bu çocuklar senin, sen koru, ben koruyamadım” diye dua ediyorum. Sonra bir oğlum daha oldu, on yaşında şimdi. Kızım da üniversite sınavına girdi. Kızımı 8. sınıfa kadar okula götürüp getirdim. Arkadaşları alay edince kızım da “Anne gelme” diyordu, ben de “İstemiyorsan sen önden gidersin, ben de arkandan gelirim” diyordum. Oğlumu da okula sabah götürüp öğlen alıyorum. Artık kimseye güvenimiz kalmadı; gölgemizden korkar olduk. Aileler çocuklarını bırakmasın. El ele gezip diz dize otursunlar. Takip etsinler. Devletin en yetkilisi kimse, konuya el atsın. Suçlular en ağır cezaları alsın ki yürekler yanmasın.”
KÜÇÜCÜKTÜ YAVRUM YOL BİLMEZ Kİ
Atiye Hanım’dan sonra sözü Gürsel’in babası İbrahim Selam alıyor: “Bir oğlum kaçırıldı, diğeri öldü. Hangisine yanayım? Hayatımızın mutluluğu çalındı. Evim artık bana mezar; sadece nefes alıyorum. Küçücüktü yavrum, yol bilmez iz bilmez; nereye gidebilir ki? Akıl sağlığını korumak hiç kolay değil. İki çocuğumuzu da evden çıkarmadık. Onların da canı yok mu ama korku dağları bekliyor. Konuşunca yaram kanıyor ama çok acımasız bir ülkede yaşıyoruz, herkes işine bakıyor. Keşke bu ülkede doğmasaydım. Eşim de kendini suçlu hissetti. Bunda çevremizin de payı var. İnsanlar intikam istiyor.
Yakınlarını Kaybetmiş Aileler (YAKAD) Derneği Başkanı Zafer Özbilici: ‘BENİM BAŞIMA GELMEZ’ DEMEYİN
1992 yılında kaybolan otistik engelli abim Abdülhamit Özbilici’yi ararken gittiğimiz her ilde kayıp yakınlarıyla karşılaştık. Herkes ilgi bekliyordu. Onları dinleyecek bir merci bulamamışlardı. 94 yılında bir dernek kurup sesimizi duyuralım istedik ve YAKAD’ı kurduk. Daha sonra 1996’da Umut Otobüsü Projesi’yle gündeme geldik. Dünyanın tek ‘Kayıp Otobüsü’ projesiydi. Çok etkili oldu. Şimdi ‘Kayıp Çocuklar Otobüsü’müzün arkasına Atlıkarınca koyalım istiyoruz. Mahalle mahalle gezip çocuklara ‘Ailenden izin al gel, ücretsiz bin’ diyeceğiz. Böylece ‘Yabancılardan gelen bir isteği muhakkak ailenle’ paylaşmalısın bilincini vermek istiyoruz. Alacağınız en kötü haberdir ölüm haberi. Ölüm haberini aldıktan sonra adaptasyon süreci başlıyor ve alışıyorsunuz. Gidip yakınınızı defnediyorsunuz, cismen görüyorsunuz. Toprağına sarılıyorsunuz. Bu ritüeller ölümü kabul etmenizi sağlıyor. Ama kaybın neyine sarılacaksınız. Ne kendisi ne ölüsü var. Belirsizlik sizi çıkmaza sokuyor, psikolojiniz bozuluyor. Kayıp acısı ölümden beter.
- Polisin yanı sıra ailenizden yardım alın.
- Yabancılarla mesafeli olmayı öğretin.
- Köşedeki bakkal amcanın onu kucağına alıp sevmemesi gerektiğini öğretmeliyiz.
- Saç tellerini saklayın. Parmak izlerini alın. Son çekilmiş fotoğraflarına sahip olun. Arkadaşlarını tanıyın.
- Güzergâhlarıını beraber belirleyin.
- Bir pedofili hastası bir çocuğu kaçırırsa yarım saat içinde o çocuğun canına kıyacaktır. İlk dakikalar çok önemli. Arkadaşlarını arayın. Okuluna ve hastanelerin acil servislerine bilgi bırakılmalı.
- Polisin yanı sıra ailenizden yardım alın.
- Yabancılarla mesafeli olmayı öğretin.
- Köşedeki bakkal amcanın onu kucağına alıp sevmemesi gerektiğini öğretmeliyiz.
- Saç tellerini saklayın. Parmak izlerini alın. Son çekilmiş fotoğraflarına sahip olun. Arkadaşlarını tanıyın.
- Güzergâhlarıını beraber belirleyin.
- Bir pedofili hastası bir çocuğu kaçırırsa yarım saat içinde o çocuğun canına kıyacaktır. İlk dakikalar çok önemli. Arkadaşlarını arayın. Okuluna ve hastanelerin acil servislerine bilgi bırakılmalı.
KAYIP ÇOCUKLARIN SAYISI ARTIYOR
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 81 ilde yaptığı araştırmaya göre, 2008-2011 yılları arasında kaybolan çocuk sayısı 27 bini geçti. İçişleri Bakanlığı’nın son paylaştığı veriye göre ise 15 bin 900 çocuk kayıp. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler (YAKAD) ise kayıp çocukların sayısının 30 binden fazla olduğunu söylüyor. Tüm bu rakamların ortak noktası ise kaybolan çocuk sayısı her yıl artıyor. TÜİK’in verilerine göre 2008’de yapılan kayıp başvurusu sayısı 4 bin 517 iken 2012’de bu sayı 12 bin 474’e çıkmış. Bu 2008’den 2011’e % 123 artış demek. Bulunan çocuk sayısı da 2008’de 1340, 2009’da 1669, 2010’da 1757, 2011’de de 1208 olarak kayıtlara geçmiş. Sayılarla ilgili en çarpıcı olan ise kayıpların ortalama % 65’inin kız çocuklarından oluşması.
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Suç Önleme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy: KAÇIRAN EN YAKININIZ OLABİLİR
Çocuklar evden kaçabilir, kaybolabilir, kaçırılabilir. Ortada olmayan her çocuk kaçırılmış değildir. Ayrıca her çocuk kaçırmanın hedefi de aynı değildir. Aile bireylerinden ya da yakın tanıdıklarından birinin çocuğu kaçırması bile mümkündür. Kaçırılan 4 çocuktan sadece biri tamamen yabancı biri tarafından kaçırılmıştır ve bu genellikle bir erkektir. Yabancı bir erkek tarafından kaçırılan üç çocuktan ikisi kızdır. Kaçırılma ender olarak okul bahçesi ve içinde gerçekleşir. Dolayısıyla okullar güvenlidir. İlk saatler çok önemlidir. Yapılacak ilk iş polise gitmek, sağlıklı bilgi (son görüldüğü yer, üzerindeki giysiler) ve çocuğun son altı ayda çekilmiş fotoğrafını vermek ve polisin
AİLELER DİKKAT!
- Ne zaman bir çocuk kaçırma olayı medyada yer alsa, aileler kendi çocuklarının başına da aynısının geleceği kâbusuna kapılır. Ancak milyonlarca vatandaşımızın çocukluğunu güven içinde geçirdiği unutulmamalı. Aileler çocuklarını korku ve kaygıya kapılmalarına yol açmadan bilgilendirmeli.
- Yabancılardan kesinlikle yiyecek ve hediye almamalı.
- Eğlenceli de olsa bir yabancının peşine takılıp gitmemeli.
- Yabancı birinin otomobiline kesinlikle binmemeli.
- “Köpeğimi kaybettim, bana yardım eder misin?” “Otomobilimdeki kedileri görmek ister misin?” “Aracımı kullanmak ister misin?” gibi tekliflere kesinlikle uymamalı.
- Biri onu otomobiline sokmaya çalışırsa bağırmalı ve kaçmalı.
- Mayonun örttüğü kısımlara dokunan bir yabancıya “Hayır” demeli ve hemen uzaklaşmalı.
- Kendisini rahatsız eden ya da kişisel sorular soranı mutlaka aileden birine söylemeli.
- Evden, bahçeden, parktan, arkadaşın evinden ayrılırken mutlaka aileye haber vermeli.
- Çocuğunuzun adını, adresini, alan kodu dahil telefon numaranızı ezberlemesini sağlayın, 155’i çevirmesini öğretin, AVM’lerde kaybolması durumunda kasiyerin yanına gitmesini, güvenlik personelini (bir üniformalı) bulmasını ve sizi aramak üzere otoparka gitmemesini tembihleyin.
- Tehlike anında mahallenizde hangi komşuya gideceğini öğretin.
- Yalnız kalabilecek kadar büyükse, kapıyı kilitlemesini ve kapıyı çalan kişiye evde yalnız olduğunu söylememesini tembihleyin.
- Yabancılardan kesinlikle yiyecek ve hediye almamalı.
- Eğlenceli de olsa bir yabancının peşine takılıp gitmemeli.
- Yabancı birinin otomobiline kesinlikle binmemeli.
- “Köpeğimi kaybettim, bana yardım eder misin?” “Otomobilimdeki kedileri görmek ister misin?” “Aracımı kullanmak ister misin?” gibi tekliflere kesinlikle uymamalı.
- Biri onu otomobiline sokmaya çalışırsa bağırmalı ve kaçmalı.
- Mayonun örttüğü kısımlara dokunan bir yabancıya “Hayır” demeli ve hemen uzaklaşmalı.
- Kendisini rahatsız eden ya da kişisel sorular soranı mutlaka aileden birine söylemeli.
- Evden, bahçeden, parktan, arkadaşın evinden ayrılırken mutlaka aileye haber vermeli.
- Çocuğunuzun adını, adresini, alan kodu dahil telefon numaranızı ezberlemesini sağlayın, 155’i çevirmesini öğretin, AVM’lerde kaybolması durumunda kasiyerin yanına gitmesini, güvenlik personelini (bir üniformalı) bulmasını ve sizi aramak üzere otoparka gitmemesini tembihleyin.
- Tehlike anında mahallenizde hangi komşuya gideceğini öğretin.
- Yalnız kalabilecek kadar büyükse, kapıyı kilitlemesini ve kapıyı çalan kişiye evde yalnız olduğunu söylememesini tembihleyin.
KORUMANIN EN ETKİLİ YOLU İLETİŞİM
- Çocuğu korumanın en etkili şekli iletişimdir. Ona, hassas şeyleri sizinle rahatça, çekinmeden, korkmadan, utanmadan konuşabilecek güveni vermek gerekir. Gerçek duygularını size anlatamazsa, bir çocuk tacizcisinin verdiği huzursuzluğu anlatmasını boşuna beklersiniz.
- Sadece polisin gayreti yetmez, toplumun tüm bireylerinin katkısı gerekir. Ancak polis güncel bilgilendirmeyi yapabilecek güvenilir tek kaynak olmalı ve sosyal medyanın tüm imkânlarını bu amaçla kullanmalıdır. Vatandaşların dezenformasyonu, yanlış ve eski bilgi yayması çok tehlikelidir.
- Sadece polisin gayreti yetmez, toplumun tüm bireylerinin katkısı gerekir. Ancak polis güncel bilgilendirmeyi yapabilecek güvenilir tek kaynak olmalı ve sosyal medyanın tüm imkânlarını bu amaçla kullanmalıdır. Vatandaşların dezenformasyonu, yanlış ve eski bilgi yayması çok tehlikelidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)